BLOG - 2 (NEDEN EV SAHİBİ OLMAK İSTİYORUZ?)

Binlerce kişiyi ev sahibi yaptığım ve insanların ev sahibi olma noktasında yaşadıkları mutluluğu yıllardır deneyimlediğim için bunun insanlar ve insanlık tarihi üzerindeki etkilerini tüm boyutlarıyla araştırıp inceledim arkadaşlar..

Çoğumuzun bildiği ve dünyaca kabul görmüş Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” kuramı aslında her şeyi özetler nitelikte.. buna göre insanın hayatta kalması için nefes alma, yeme-içme-uyuma-üreme ihtiyacından sonra ikinci sırada “güvenlik” ihtiyacı geliyor ki, bunun içinde “can-mal güvenliği” paralelinde “mülk edinme isteği” var.

“O nerden biliyormuş”

diyenleriniz olabilir. Bilgilendireyim; Abraham Maslow yoldan geçen bir adam değil arkadaşlar, Amerika’daki Brandeis Üniversitesi’nde çok uzun yıllar görev yapmış bir Psikoloji Profesörü, insan ihtiyaçlarını incelemiş bir bilim adamıdır.

Maslow’a göre bu “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” kuramı, motivasyon kuramları içinde önemli bir yere sahiptir. Bu kuramına göre, bir canlı hayatta kalmayı başardıktan sonra, güvenli ve huzurlu bir hayat sürebilmeli diyor. Dolayısıyla piramidin 2 ana basamağındaki bu temel ihtiyaçları gidermek tamamen insanî hakkımızdır.

Kendini Gerçekleştirme

Bunu sağlayan bireylerin “kendini gerçekleştirme” yolculuğunda daha başarılı daha mutlu oldukları bilimsel verilerle sabittir.

Maslow belirlediği bu basamaklardaki “her hangi bir gereksinim tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur“diyor. Örneğin; “günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan (kiracıların çoğu da yaşıyor bunu biliyoruz..) evsiz bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur” diyor. Akıl dairesinde düşündüğümüz zaman da olamayacağını anlıyoruz zaten..

Motive Oluyoruz!

İşte biz bu ihtiyacı giderme yolcuğunda motive oluyoruz.

Çünkü giderilmemiş bir ihtiyaç onu elde edene kadar o şeye büyük ilgi göstermemize sebep oluyor, aynı zamanda da vücudumuzda kimyasal olarak serotonin, dopamin hormonları düşüşe geçiyor, depresif hissediyoruz. Tersi durumda yani ihtiyacımız giderildiği zaman da MUTLU oluyoruz.. Mutluluk nihayetinde de hayata karşı yüksek motivasyon, hafıza, dikkat ve hatta vücut hareketlerini düzenleyen çok iyi etkiler alıyoruz. Çünkü stres hormonlarının baskısı kalkıyor ve bir üst kategorideki gereksinimleri karşılamaya yöneliyoruz. Bu durumda kişilik gelişme düzeyi de bir üst düzeye sürüklenecektir.

Herkesin isteği aynı

İşte ev sahibi olmanın psikolojik ve fizyolojik olarak insanlara iyi gelmesinin sebepleri bunlar.. Yani üzülmeyin, normalsiniz çünkü tüm dünya insanları için gelmiş-geçmiş tüm dönemlerde durum böyle işliyor… Afrika’nın bilmem ne kabilesindeki bilmem kim yerlisi de kendisine ait başını sokacak evi olsun istiyor.

Yani bizler bu hakkımız olan ihtiyaçlarımızı gidermeden daha bilge daha huzurlu daha mutlu olup dünyaya büyük katkı sunacak “en iyi versiyon”umuza ulaşamıyorsak herkes kendi evinin sahibi olsun diyoruz.

Bu güvence; yaşamımızı, ailemizi, şirketimizi ve toplumumuzu daha iyi bir noktaya taşımak için gerekli olan en temel prensiptir.

Lütfen kendinize iyi bakın, sevgiyle kalın güzel insanlar!

Ayşe Güneş